Çok cüretkâr, iddialı ve içinde birçok dinamiği barındıran iki kelime. Bu kelimelerin önüne karakterinize uygun bir özne ve arkasına da vizyonunuza ve hayallerinize uygun yüklemi koyduğunuzda anlamlaşan birer kavram haline geliyor.
- Değişimi neden ve hangi gereksinimlerden dolayı istiyorsunuz?
- Değişim derken neyi anlıyorsunuz?
- Kiminle ve hangi dinamiklerle?
- Nereye evirilmek, gelişmek ve sonunda dönüşmek arzusu içindesiniz?
Başarı ve icatlar bir hayalle başlar. Kısıtlanma, yokluk, değiştirme isteği ve farklı bir yol diyen iç sesiniz hayalleri gebe bırakır ve sonrasında teker teker hayalleriniz doğmaya başlar. Hayalleriniz sizin DNA’nızı kopyalar. Sizin çocuklarınız gibidir. Onu doğurmak kadar onu büyütebilmek, eğitebilmek, şımartabilmek, hata yapmasına izin vermek çok önemlidir.
Hayalleriniz olan çocuklarınızı çabuk büyütebilmek için GDO’lu proje ve kişilerden uzak tutun. Hayalleriniz sizinle gelişsin, sizinle okuma yazma öğrensin ve sonrasında o mucizevi hayalinizi güvenebildiğiniz bir öğretmene teslim edebilirsiniz. Hayaller ile gerçekler arasındaki ince çizgi; sizin gelişime ve araştırmaya verdiğiniz değerdir. Unutmayın ki bu dünyada en çok doğan ve ölen şey hayallerdir. Çünkü çoğu doğmadan ölüyor, ya doğduktan sonra ebeveynin ilgi, eğitim desteğini görmüyor ya da yanlış ellerde farklı amaçlar doğrultusunda sisteme entegre olarak yaşıyor.
Her şey bir hayalle başlar…
Bir ağaç olduğunuzu farz edin. Nasıl bir ağaç olmak istiyorsanız onu hayal edin. Şimdiye kadarki sosyal, duygusal ve iş yönetim şeklinizi düşünerek bir ağaç düşleyin.
Ölümsüzlük ağacı adıyla bilinen bir kökten yüzlerce dal veren, dallarından yine yüzlerce kök veren Banyan ağacımı, asırlara meydan okuyan, bereketli meyveleri olan, gemi olup uzak diyarlara yol alan, hayvanlara kışın sıcak bir ev olan, savaş kazandıran Meşe ağacımı, Gözyaşı kan olup akan kendisinden daha çok herkese ilaç, mehlem olan kıt kanat yaşamayı bilen Ejder kanı ağacımı, ressamın bile tüm gövdesine baktığında imrendiği muhteşem renk cümbüşü ile buradayım diyen Gökkuşağı ağacımı, Kimilerine göre ters kimilerine göre inanılmaz ama milyon yıl öncesinden beri varlığını sürdüren Büyük İskender’in altında dinlendiği Baobab ağacımı, Rekorlar kıran, yangınlara meydan okuyan, en geniş gövdeye sahip olan bulutlara dokunan Sekoya ağacımı, Çiçekleri bile kıskandıran ormanların gözdesi Ormangülü ağacımı, Görünüşünden daha çok ürünü, kokusu, varlığı ile mitolojiye ilham veren, savaşların bitmesine vesile olan, Zeytin ağacı mı, yoksa Anadolu’nun vazgeçilmez ağaçlarından olan türkülere, şiirlere misafir olan Çınar ağacı mı?
Kimimiz geçmişini düşünerek kimimiz geleceği düşünerek bu ağaçlardan birini kendisine uygun gördü, kimiz ise yukarıda yazılan ağaçların verdiği ilhamla farklı ağaçları düşünüp kendisine yakıştırdı. İşte hayaller böyle başlıyor. Ağaçlarla başlayan hayallerimizin içine kimimiz iş yerini, mesleğini kimimiz ise ailesini ve sosyal ilişkilerini koydu. Ve serüven başladı…
Hayalleri doğuran, büyüten kişi olarak kendini geliştirmezsen o hayal seni belirli bir süre sonra bırakır ve başka bir gerçekle kaçar gider ve başkasının ellerinde, düşüncelerinde gelişir veya yok olur tıpkı çocuklarımız gibi. Hayaller canlıdır senin yaşama katabildiğin değerler kadar… Her yaratıcı hayal içinde yenilik, devamlılık, etik – ahlaki değer, bencillik, toplumsallık, aykırılık ve vazgeçebilme cesaretini taşır tıpkı yaşayan tüm canlılar gibi. Yani gelişime hazırsan değişim ve dönüşüm seni farklı diyarlara sürükler.
Dünyanın en yanılsaması büyük olan şey aynadır. Ayna sana iki şeyi gösterir. 1.si o an nasıl göründüğünü, 2.si ise nasıl görünmek istediğini. Sen hangisine odaklanarak ve hangi ruh haliyle kendine bakıyorsun? Seni görecek kişiye kendini beğendirmek için mi yoksa var olan değerlerini öne çıkartmak için mi aynaya bakıyorsun? Bu bakış açıları senin hayallerini hak edip etmemende önemli bir etkiyi oluşturmakta.
Hayaller büyür, heyecanlara evrilir, heyecan doğacak bedeni arar, bulduğu bedende döllenir ve büyür. Bu süreç, günlük, haftalık, aylık, yıllık değişimleri tetikler ve doğum gerçekleşir. Doğan hayal artık bir bedene dönüşmüştür. Bundan sonraki süreç gelişim ile beraber bakım, eğitim ve disiplinle özdeşleşerek gelişmeye başlar tıpkı anne karnındaki bir bebeğin gelişimi gibi tek farkla o artık hayal değil gerçeğin ta kendisidir. Bu değişim – gelişim ve dönüşüm ya kendini tekrar eder ya da doğan hayaller belirli bir süre sonra hayallerin yaradılışındaki amaca hizmet etmekten uzaklaşarak kendini yok eder. Hayallerimizin memeli olmasına dikkat etmeliyiz. Çünkü gerçeğe dönüşen hayaller kendini yenileyecek hayalleri doğurduğu an da var olabilecek bu yeni gelişen zaman odaklı yaşamda.
Yazının 2. Bölümü
- Gerekli olduğuna inanmak,
- Değişimin içinde var olabileceğine inanmak
- Kendine, emeğine, çalıştığı firmaya, geleceğine değer vermek
- Yöneticinin güven vermesi
- Aidiyet duygusunun gelişimi
Pek yakında.