Annelik duygusu içgüdüsel bir olgudur. Anne olmak, kendinden bir parçayı dünyaya getirmek, içinde senden bir parçanın an be an büyümesine tanıklık etmek ve onu sağlıklı bir şekilde doğurmakla beraber büyüyen duygular bütünüdür. Tüm bu evreleri hayal etmek, an be an 9 aydan fazla bir süre içinde bu gelişime tanıklık etmek, içinde olmak ve doğan sağlıklı çocuğun zafer çığlıklarına ortak olmak bir anne adayının yaşadığı en mucizevi olayların belki de en başında gelir.
Yediğiniz yiyecekler bebeği pozitif etkiliyor
Bu mucizevi olayın yani yaradılış tarihinin her doğumla yeniden yazılması mutluluk kadar anneye sorumluluklarda yüklemektedir. Anne bu sorumluluk bilinciyle yediği, içtiği gıdalara dikkat etmeli. Annenin algıları, tat alma dokuları bebeğinkiyle iç içe geçmesiyle yenilen her yemek iki canlıyı birden doyurmakta. Soluduğunuz hava, yaşadığınız yer, yediğiniz yiyecekler hepsinin doğrudan bebeğe pozitif veya negatif etkisi mevcuttur.
Bebeğin gelişimi de anneyi doğrudan etkiliyor
Gelişen son bilimsel veriler ışığında biliyoruz ki hamilelik dönemi hafta hafta hızlı bir seyir seyretmekte. Değişim o kadar hızlı olmaktaki bir fasulye tanesinden 9 ay içinde üç kilodan fazla ve 50 cm civarında bir bebeğe dönüşmekte. Bu hızlı gelişim anne karnında olduğundan, annenin ruh hali bebeği, bebeğin gelişimi ise anneyi doğrudan etkilemekte.
Bebek annenin elini hissetmeye başlıyor
- haftada bebeğin tat ve doku organları değişmekte 17. haftada bebekteki gelişim daha da hızlandığı için anne kitabı daha yüksek sesle okuduğunda veya müziği biraz daha yüksek sesle dinlediğinde anne karnındaki bebek bu ses frekanslarını duyabilmekte. 21-27 hafta arası bebeklerde dokunma duygusu geliştiğinden annenin elini bebek hissetmeye başlar. 27. haftadan sonra bebek gözlerini açar ama göremez, kısacası her hafta dış dünyaya bir hazırlık evresi halinde geçer. Bu evreler içinde anne karnındaki bebek dış dünyadan etkilendiği gibi anne de içindeki bebeğin davranışlarından etkilenir. Anneler unutmamalı ki bebek ile ilgili doğrudan veya dolaylı iletişim 12. haftadan itibaren başlar ve doğum anına kadar sürer.
Anne karnındaki bebek annenin spor faaliyetlerinden veya yavaş hareketliliğinden, gülümsemesinden veya panik, tez canlı yapısından, depresif ruh halinden etkilenir. Çünkü sergilediğimiz her davranış bir sinir ve kas sisteminin hareketliliğinden oluşur. Duygularımız hormonsal salgılarımızdan kaynaklanmakta. Korku, tedirginlik, mutluluk, heyecan, ağrı hissetme gibi duygularımız vücudumuzdaki seratonin, dopamin, endorfin, melatonin gibi hormonların yeterli veya yetersiz salgılanması ile gerçekleşmekte. Bu hormonlarda doğal olarak bebeğin ruh halini etkilemekte.
Hamilelikte pozitif olmak bebeğe çok büyük yarar
Annenin yaşadığı bir korkudan dolayı erken doğumların, hamilelik erkense düşük olma ihtimallerin ve hatta anne huzursuzken bebeğin kasların daha hareketlenmesi gibi hamilelik evrelerinin olduğunu bilmekteyiz. Bu yüzden hamilelik sürecinde sağlıklı beslenmeye hamilelik evrelerine göre düzenli ve dikkatli spor yapılmasını bol bol gülümsemenin ve sosyal yaşamın içinde olmanın anneye ve bebeğe çok büyük yarar, mutluluk, huzurlu bir hamilelik dönemi getireceğini söyleyebiliriz. Hamilelik döneminde mutlaka doktor tavsiyesine uyulmalı, doğum yaklaştıkça profesyonel ebeler tarafından hamilelik süreci,normal doğum ve sezaryen ile ilgili doğru bilgilendirilmelerin alınmasını kesinlikle önermekteyiz.