Benim 24 saat hizmetimde olan bir doktorum var. Evet, kıskandınız değil mi? Hem de benim doktorum 24 saat bana baktığı için para falan da almıyor. En azından para aldığını görmedim, aksine baktığı için bana para veriyor. Şaşırdınız değil mi? Sizi daha da şaşırtayım. Hem de beni çok seviyor ve tek baktığı kişi de benim. Gerçi bir rakibim var ama o benden çok büyük olduğu ve benimde akrabam olduğu için tam da rakip olarak görmüyorum. Çünkü çoğu zaman ben de onu kıskanıyorum, çok yakışıklı. O daha çok benim özel güvenlik görevlim, bankam ve kralım. Kimden mi bahsediyorum? Tabii ki yüce kral hazretleri babamdan bahsediyorum. Evet, nerede kalmıştık; doktorumdan bahsediyordum. Doktorum hem de öyle aile hekimi falan değil. Aile hekimliği Türkiye’de yeni çıktı, benim doktorum yıllardan beri var.
Ben kaç yaşında mıyım? Düşüneyim; 10 yaşındayım. Evet, tam 10 yıldır o benim doktorum. Ben doktordan, iğne falan yapar diye de korkmuyorum. Bir şey olduğunda, hastalandığımda hemen yanıma gelir, bana kur yapar, istediğim yemekleri yapar, bende birazcık kapris yaparım. (Kapris kelimesini; teyzem erkek arkadaşıyla konuştuğunda duydum. Erkek arkadaşı; “canım ya sende çok kaprislisin” dedi. Teyzem de “Ee olacak o kadar, benim gibi güzelin de olsun artık biraz kaprisi, onu da sen çek, ne olacak” demişti gülümseyerek. Erkek arkadaşı da “Olsun canım, olsun” demişti.)Ee ben de güzelim, annemde benim gibi güzelin kaprisini çeksin ne olacak. Şu anda bu yazdıklarımdan dolayı içimden gülmek geliyor biliyor musunuz? İnanamıyorum bunları yazdığıma. Evet, haklısınız biraz ciddiyet. Nerede kalmıştık? Hastalandığımda bazen kapris yapar; “Aman, ay, şuracığımda çok ağrıyor, ay, Allah, ne bileyim şu yemeği de çok özledim” der demez şıppadanak, pat, bir bakarım hokus pokus demeden yemek önümde. He birde öksürdüğümde zaten doktorum o an yelkenleri suya bırakıyor.
Bu deyimi de daha yeni; babamdan yani tatlı rakibimden öğrendim, teslim olmak anlamındaymış.
Hemen ne istersem oluyor, Allaadin’in Sihirli Lambası gibi bir anda beni iyi yapacak ilaçlar başucumda, saati gelince suyu ile birlikte önümde, istediğim pastalar, istediğim televizyon kanalları, bir isteğimle hizmetimde. Zannedersiniz dünyanın en büyük prensesi benim. O rakibim olan SuperMomkişi, yani aslan kral babam zaten o an krallığı hemencecik bana bırakıp hizmetime girer. Anlayacağınız; iki doktorum ve iki hizmetkârım oluyor. (Bu kelimeyi de televizyondaki bir diziden öğrendim. Evin kadını yanında çalışan kadına böyle hitap ediyordu). Ama ben yine de hastalanmayı fazla sevmiyorum, çünkü ateşler basıyor, hareket edemiyorum ve bütün gün yatıyorum. Of ya ne sıkıcı bir şey bu hastalanmak. Gerçi ben iyileştiğimde o doktorum olan kişi hemen mesleğini değiştiriyor. Bir bakıyorsun başka mesleğini yapıyor. Bazen düşünüyorum da ne zaman annem o kadar şeyi okudu. Ay ağzımdan kaçırdım. Evet, o kahraman; benim annem. Bir de bakmışsın ki o kahraman, öğretmen olmuş bana bir şeyler öğretiyor. Aramızda kalsın annem iyi bir öğretmen değil, hemen sinirleniyor, bir de şunu yap, bunu yap, bunu yanlış yaptın, tekrar et diyerek hep zorluyor. Ben müdür olsam annemi okulda çalıştırmam. Ama annem başka yerlerde çok iyi mesela; mutfakta mucizeler yaratır. Hokus pokus der ve yemekler hazır. 1 saatte kaç çeşit yemek yapılır Allah’ım şaşırıyorum. O yemek yapınca onu seyrediyorum. Mutfakta bir şeyi alıyor oraya koyuyor, sebzeleri yıkarken tencereyi karıştırıyor, yemek pişerken fırına bir şey koyuyor, o kızarırken masayı diziyor. Ay Allah’ım bak ikinci kez yazdım ay Allah’ım kelimesini, fenalık geldi. Bu kahramanım çok çalışkan, maşallah, tütütütü. (Bunu da anneannemden öğrendim, gerçi anneannem ne zaman bana bakıp bunu yapsa yanaklarım biraz ıslanıyor ama olsun, öyle bir gülümsüyor ki bende gülümsüyorum, canım anneannem benim). Annem, yaptığı çoğu işte iyidir. Mesela; sizin Mr. Muscle‘nız varsa (hani o mutfakta güçlü kollarıyla gelip kadına bulaşıkları yıkamak için yardım eden yardımsever adam) (ben ona temizlik pehlivanı diyorum) benim de Mrs. Annem var.
Belki o kadar pazıları yok ama annem bir süper kahraman. Bardak mı yere düştü gözlerini aç kapa; Aa o da ne, bardak kırkları yerde yok, kaybolmuş. Yemek yedikten sonra gözlerini aç kapa; Aa masada tabak falan yok, peki ne olmuş? Mrs. Annem kaldırmış, yıkamış bile. Sabah okula mı gideceksin; Mrs. Çalar saatim yani (Annem); beni öpücükle uyandırmış, ballı sütümü hazırlamış. Ben esneye esneye banyoya gidip dişimi fırçalayıp elbisemi giydiğimde Mrs. Şoförüm (Annem); kapıyı açmış beni arabaya davet ediyor. Aman Allah’ım diyorum, bu ne izzet-i ikram diyerek Prenses, leydi olan ben, minik adımlarla kırıta kırıta arabaya biniyorum. (Bu izzet-i ikramı da dedemden öğrendim. Her bize geldiğinde süper kahramanım süper yemek yapar, dedemde anneme “Aman Allah’ım bu ne izzet-i ikram” der. Annemde “estağfurullah, babacım” diyerek gülümser. Çok komik değil mi.) Bu kadar güzel şeylerden bahsettikten sonra bunları paylaşacağım kimseler yok yanımda, tek başına olmaktan çok sıkılıyorum. Ben de artık kendi evimde kardeşlerimle oynamak istiyorum. Bir kardeşim olsun istiyorum, bu isteğimi de süper kahramanıma söyledim. Zaten yapsa yapsa o yapar. Süper kahramanımda; eğer uslu durursam bir kardeşim olabileceğini söyledi. Bende çok sevindim. Bugünü de sayarsak tam; 6 ay 17 gün oldu ama ne gelen var, ne giden. Süper kahramanım annem yakında geleceğini söyledi. Uzak yerlerden geliyormuş. Aylar sürüyormuş gelmesi. Ben de öyle gelmişim. Ben 9 aydan fazla yolculuk yapmışım. Ay inanamıyorum nasıl dayanmışım ben 9 ay yolculuğa. Ben, evden okula arabayla 20 dakika yolculuğa dayanamıyorum. Hayret ettim kendime. Demek ben küçükken çok sabırlıymışım canım.
Evet, artık yazımın sonuna geldik. En son olarak; annem benim de bir gün süper kahraman olacağımı söyledi. Hadi hayırlısı diyelim. (Bunu da halam söylüyor. Ne zaman, babaannem halama “kız evde kaldın” dese halamda yaşımda ne varmış anacığım; daha 32 yaşındayım, kısmetse olur, hadi hayırlısı” der.) Gerçi ben daha 10 yaşındayım ama olsun bende diyeyim bari. “Hadi hayırlısı”
Haftaya benim annem bir mühendis’i anlatacağım. Annemde meslek çok anacığım. Siz beni izlemeye devam edin.(Bunu da sabah programından öğrendim.)
Sizi çok öpüyorum haftaya görüşmek üzere.
Oynayanlar: Süper kahramanlarım, ben ve beş veya altı ay sonra aramıza katılacak olan kardeşim.
Yazan: Ben
Yönetmen: Ben
Sponsorlarım: Babam ve annem holding
Amma çok iş yapmışım
Bay bay